ELAZIĞI TANIYALIM
  Ana Sayfa
 

                                          ELAZIĞIN JEOLOJİSİ
                     ELAZIĞI TANIYALIM              guvercin.gif                                


Resmi Daha Büyük Görmek İçin Tıklayınız.

Yüzölçümü: 3.153 km²
 
Nüfus: 518.325
 

İl Trafik No: 23
 

İl Telefon Kodu: 424
 

    Harput, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat bölümünde, bugünkü Elazığ il merkezinin 5 km. kuzeydoğusunda, denizden 1280 m. Yükseklikte 48°43' kuzey boylamı ile 39°15' doğu enleminde yer alır.

 

       Kuzeyde yer alan Kızıldağ ve Keban Baraj Gölü, kentin kuzeydoğusuna kadar uzanırken; Keban Baraj Gölü ile kent merkezi arasında doğuda 1724 rakımlı Hasret Dağı. güneydoğuda 1221 rakımlı Kartaltepe yer alır. Daha güneye inilince Çelemlik Dağı ile arkasındaki Hazar Gülü ve 1908 rakımlı Kuşakçı Dağı yer alır. Kent merkezi ile bu coğrafya arasında en güneyde Doğu Anadolu'nun önemli ovalarından Uluova ile, Harput' un güneyinde, bugünkü Elazığ il merkezinin kurulu bulunduğu, Elazığ Ovası' da denilen Altınova yer alır. Harput ile Kuşakçı Dağı hattının batısında 1490 rakımlı Meryem Dağı, 1327 rakımlı Altıntepe. 1341 rakımlı Kızıldağ ile Keklik Tepe ve Çağlar Tepe bulunur. Kentin batısında Kavak Tepe yer alırken; batı ve güneybatı yönünde ise, bölgenin ikinci önemli ovası olan Kuzova yer alır.

        Kuzeyde, bugünkü Keban Baraj Gölü (zamanında Murat Nehri'nin yatağı olan Pertek Keban oluğu), güneyde Altınova (Elazığ Ovası) ve Uluova, batıda Mankendi ve Baskil ovaları ile çevrili olan Harput Platosu; belirtilen tüm bu verimli ovalara olan hakimiyeti ile, önemli bir konuma sahipken, dönemin ticaret yollarını da kolaylıkla kontrol edebilmekteydi.

        Sınırları belirtilen Harput Platosu dalgalı yüksek bir aşınma düzlüğü olarak Neotektonik Dönem Öncesi, Alt-Orta Miyosen sonlarında oluşmuş ve Plato Üst Miyosen ile Pliyosen dönemlerinde meydana gelen faylanmalar ile yer yer yükselmiş ve aşınarak alçalmıştır. Platoyu oluşturan aşınım düzlüğünün yapısını temelde Senoniyen yaşlı Yüksekova Karmaşığı'na ait volkanik kayaçlar meydana getirir ki, karmaşığın litojik bileşimi platonun güneyinde bazalt ve andezitlerden oluşur. Buna karşın kuzeyde diyorit ve diyabazlar öne çıkar. Bu kayaçlar topluluğunun oluşturduğu karmaşık alanda allaktan konumlu olup, bu karmaşık üzerinde sahaya taşınarak gelmiş ve bu nedenle paraalloktan bir konum kazanmış bulunan Harami Formasyonu'na ait kayaçlar yer alır. Bu kayaçlar sert ve aşınmaya karşı dayanıklı olduklarından, belirgin çıkıntı ve diklikler oluştururlar. Tabanı yer yer yüzeylenen kırmızı renkli konglomera ve kumtaşlarından oluşmakla beraber, üstte sarımsı bej renkli kumlu kireçtaşı ve kristalize kireçtaşlarından oluşan Harami Formasyonu'nun asıl litojisi bulunur. Bu formasyona ait masif kireçtaşları kuzeydeki en yüksek noktaları oluştururken, güneyde aşınmadan oluşan bağımsız blokları oluşturan ve karstik şekilleri içeren kalker blokları (ki Harput Kalesi tabanı da böyledir), platonun orta kesimlerinde ise kristalize kireçtaşları ve volkanik kayaçlar üzerinde OrtaÜst Eosen Yaşlı Kırkgeçit Formasyonu'na ait birimler bulunur. Formasyonun plato üzerindeki en hakim litojisini, Fetih Ahmet Mescid ve Türbesi civarında bulunan konglomera ve masif kumtaşları oluşturur.

 ELAZIĞ ili doğal şartların elverişli olması nedeniyle paleolitik (yontma taş) döneminden beri çeşitli toplulukların yerleştiği bir alan olmuştur.
Keban ve Karakaya barajları eski eserleri kurtarma projesi çerçevesinde yapılan arkeolojik kazı ve araştırmalar ,yöre tarihinin bilinmesine büyük katkılar sağlamıştır.
Bu çalışma ışığında Elazığ-Harput yöresinin bilinen en eski sakinleri Hurriler’dir. Arkeolojik kazılar sonunda elde edilen tabletlerden anlaşıldığına göre Hurriler ,Ön Asya da büyük bir bölgeye yayılmış ,M.Ö.2 bin yılının sonlarında kuvvetlenerek ırkdaşları Subar Beyleri’ni de egemenlikleri altına alarak ,sınırlarını genişletmişlerdir. Hurriler den sonra bölge Hititlerin hakimiyeti altına geçmiştir.
M.Ö.IX, yüzyıldan itibaren Urarturlar bölgeye egemen olmuşlardır. Urartu dönemine ait Palu,Kömürhan ve Bağın’da çivi yazılı kitabeler bulunmaktadır. M.Ö.VII. yüzyıllar da bölgeye Medler hakim olmuş , sonraki yüzyıllarda Pers Straplar’ın Büyük İskender’e yenilmesiyle Pers hakimiyeti sona ermiş , bölge İskenderin ordularının denetiminde kalmıştır.M.Ö.546 yılında Roma ordusu Persler’e yenilince yörede Persler’in hakimiyeti görülmeye başlamıştır.
Bu hakimiyetle birlikte yöre M.S.III. yüzyıla kadar Pers-Roma mücadelesine sahne olmuş ,Büyük Roma İmparatorluğu’nun M.S.395 yılında ikiye bölünmesinden sonra yörede ,Sasani Bizans mücadelesi başlamıştır. Sonuçta Fırat’ın batısı Bizans,doğusu Sasaniler ,hakimiyetine girmiştir.

Resmi Daha Büyük Görmek İçin Tıklayınız.
 
  Bugün 5 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol